Grup Hepsi ile Chat Yapın, Sohbet Edin - Eren, Cemre, Yasemin, Gülçin Sohbet Odasında Sizi Bekliyor

12 Eylül 2008 Cuma

Grup Hepsi ile Röportaj - Parça 2

Küçük yaşlarda da aklınızda bu tarz müzikle bir şeyler yapma fikri var mıydı?

- Bu projeyi biz oluşturduk, bir başkasının fikri değildi. Hayranlık duyduğumuz gruplar vardı. “Hepsi” ile hayalimizi gerçekleştirdik. Biz hiçbir zaman Türkiye normlarına göre bir şey yapalım demedik. Biz kafamızda olanı yaptık, kendi konseptimizi ortaya koyduk.

En çok kimin fanı var biliyor musunuz?

- Herkes başka birimizi kendine daha yakın görüyor. Mesela 4 - 5 kızdan oluşan arkadaş gruplarında; “Bak sen şunun gibisin, ben bunun gibiyim” gibi seçimler olduğunu biliyoruz. Ama hangimizin en çok fanı var diye hiç düşünmedik.

Konserleriniz nasıl geçiyor?

- Çıkmadan önce son bir kez tekrarları yapıyoruz, özellikle koreografilerde. Zaten çalışmalarımızı kayıt ediyoruz, zaman geçince karışmasın diye, oradan izleyerek çalışıyoruz. Çok heyecanlanıyoruz. En çok heyecanlanan Eren oluyor. Cemre hiç heyecanlanmaz, hatta Eren’e; “Yeter artık, bak beni de panikletiyorsun” der. Sahne bizim yerimiz zaten, biz kayıt grubu değil, performans grubuyuz. Danslarımız, kıyafetlerimiz, tavırlarımız ve şarkılarımızla bütünüz.

Yaşadığınız terslikler ya da ilginç, unutamadığınız şeyler var mı?

Her konserde bir şey mutlaka oluyor. Bir defa şemsiyeli bir koreografimiz vardı, bir televizyon çekiminde. Yasemin şemsiyesini düşürdü, gülmeye başladık bir an… Hemen utangaç bir şekilde gülümseyerek şemsiyeyi yerden alıp devam etti. En son konserde Cemre, Eren’in üzerinden köprü kurarken, ellerini yere koyması gerekirken, Eren’in ayaklarının üzerine koydu, gülmeye başladık tabii. Böyle terslikler oluyor genelde. En büyük terslik diyebileceğimizse, yine son konserlerden birinde, sahnenin hemen önünde patlayan havai fişeklere en yakın olan Eren’in, dumanları yutmasıydı. Konser sonuna kadar, teknik ekibe “ne olur kesin” deyip durdu. Kesilmesi mümkün olmayan bir şey olunca ayakta zor durdu, burnu akıyor, ter boşalıyor, başı dönüyor. Arada hemen kulise gidip yere oturdu ve birden kameralar başına üşüştü. “Kendini ölecek gibi mi hissettin, sahnede mi ölmek isterdin?” gibi sorular gelmeye başladı, Zaten kötü halde, bir de onlar öyle deyince bir baktık bembeyaz olmuş yüzü.

Gelen sorular daha korkutucuydu galiba…
- Kesinlikle, “ne oluyor” dedik.

Hiç yorum yok: